<..!..>Buradan itibaren Google Rich Search verileri başlıyor. Güncellemeyi Bu alanda yapacaksınız.

HAKSIZ TAHRİK NEDİR?

HAKSIZ TAHRİK NEDİR?

HAKSIZ TAHRİK NEDİR?

Haksız tahrik, ceza hukukunda failin mağdur tarafından gerçekleştirilen haksız bir eylem sonucunda şiddetli bir elem veya hiddet duygusuyla hareket etmesi ve bu psikolojik etki altında mağdura karşı suç işlemesi durumunda cezanın indirilmesini düzenleyen bir hukuki kavramdır. Haksız tahrik, failin iradesinin ve ceza hukuku sorumluluğunun, maruz kaldığı haksız eylemin etkisiyle kusurluluğunun etkilendiği gerekçesiyle cezada indirim yapılmasını amaçlar. Ancak bu düzenleme, kendi iradesiyle sakin bir şekilde suç işleyen kişi ile maruz kaldığı haksız eylemin anlık baskısının etkisi altında suç işleyen kişiye aynı şekilde ceza verilmemesini sağlamayı hedefler.

Haksız tahrik hükümleri, uygulamada sıklıkla mahkemeler tarafından değerlendirilir. Ancak zaman zaman bu hükümler nedeniyle faillerin az ceza alması basında eleştirilmekte ve tartışma konusu olmaktadır. Cezalarda indirim sağlamak amacıyla sanıklar tarafından sıkça haksız tahrik savunması kullanılmakta ve bazen gerçek dışı olaylar kurgulanarak suçun haksız tahrik altında işlendiği ileri sürülebilmektedir. Bu durumda, haksız tahrik kurumunun iyi anlaşılması ve kötüye kullanılmasının önlenmesi büyük önem taşımaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” başlıklı bölümde düzenlenen haksız tahrik, önemli bir konu olduğundan detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu düzenleme, hukuki açıdan adil bir şekilde haksız tahrik savunmasının kullanılmasını sağlamak ve cezaların adil bir şekilde uygulanmasını temin etmek amacıyla yer almaktadır.

HAKSIZ TAHRİKİN ŞARTLARI

Haksız tahrik, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bir savunma hükümdür ve failin işlediği suçun cezasında indirim yapılmasını sağlayan bir unsurdur. Ancak haksız tahrikten yararlanabilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.

Haksız tahrikin uygulanabilmesi için ilk şart, tahrike sebep olan bir eylemin bulunmasıdır. Bu eylem, hukuka aykırı olmalıdır. Haksız eylem, suç oluşturmasa dahi haksızlık teşkil etmelidir. Örneğin, failin bulunmadığı bir ortamda eşine hakaret edilmesi veya taciz edilmesi durumunda, fail bu eylemlerden haberdar olur olmaz öfkeye kapılarak karşı eylemde bulunursa haksız tahrikten yararlanır. Aynı şekilde, failin sahibi olduğu eşyalara, hayvanlara veya mülkiyetine karşı haksız eylem gerçekleştirilmesi durumunda da fail haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilir. Kanunda hangi eylemlerin haksız tahrik oluşturacağı açıkça düzenlenmemiştir. Bu nedenle, eylemin haksız olması şartıyla herhangi bir eylem haksız tahrike neden olabilir.

İkinci şart ise bu eylemin haksız olmasıdır. Failin haksız tahrikten yararlanabilmesi için tahrike sebep olan eylemin haksızlık unsurunu taşıması gerekmektedir. Hâkim, haksızlık unsuruyla ilgili değerlendirmeyi toplumun paylaştığı ortak değerler sistemi göz önünde bulundurarak yapar. Eğer eylem, hakkın normal sınırlar içinde kullanılması ise ve hakkın kötüye kullanılmasını oluşturmuyorsa, haksız tahrik hükümleri uygulanmaz. Örneğin, bir polis memurunun görevinin gereği olarak birisine ceza yazması durumunda o kişi haksız tahrik indiriminden yararlanamaz. Haksız eylem oluşturan ilk hareketi yapan kişiye karşı işlenen suçun haksız eyleme orantılı olması gerekmese de, aşırı bir tepki ortaya koyarak suç işleyen fail haksız tahrikten yararlanabilir.

Üçüncü şart, bu eylemin failde hiddet, öfke veya şiddetli duygusal tepkiler yaratmasıdır. Haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilmek için failin tahrike maruz kaldıktan sonra duygusal bir tepki göstermesi gerekmektedir. Bu tepki, genellikle hiddet, öfke, korku veya şiddetli duygusal bir tepki şeklinde ortaya çıkar. Hâkim, failin duygusal tepkisini objektif bir şekilde değerlendirir ve failin tahrik nedeniyle kontrolünü kaybettiğini, normalde yapmayacağı bir eylemi işlediğini tespit ederse haksız tahrik hükümlerini uygular. Ancak failin duygusal tepkisi orantısız veya kabul edilemez bir düzeyde ise haksız tahrik hükümlerinden yararlanması mümkün olmayabilir.

Son olarak, dördüncü şart, tahrik ile suç arasında nedensellik bağlantısının bulunmasıdır. Yani haksız tahrik, failin eylemini tetiklemiş olmalı ve failin suç işlemesine doğrudan bir etkisi olmalıdır. Hâkim, tahrik ve failin eylemi arasında nedensellik ilişkisini değerlendirir. Eğer tahrik, failin suç işlemesinde belirleyici bir etken olarak görülüyorsa, haksız tahrik hükümleri uygulanabilir. Ancak failin eylemi, tahrik ile ilişkisiz veya tahrikle ilgili başka bir nedene dayanıyorsa haksız tahrik hükümleri uygulanmaz.

Türk Ceza Kanunu’nda yer alan haksız tahrik hükümleri, failin suç işleme sürecinde haksızlık ve tahrik unsurlarının bir araya gelmesi durumunda cezanın indirilmesini amaçlamaktadır. Bu şartlar göz önüne alındığında, hâkimler haksız tahrikin varlığını değerlendirirken objektif ve adaletli bir yaklaşım sergilemektedir. Eskişehir ceza avukatından bu süreçte hukuki yardım alabilirisiniz.

Sonuç olarak, haksız tahrikin şartları Türk Ceza Kanunu’nda açık bir şekilde belirtilmemiş olmasına rağmen, tahrike sebep olan eylemin haksızlık unsuru taşıması, failde duygusal bir tepki yaratması ve tahrik ile suç arasında nedensellik ilişkisinin bulunması gibi faktörler göz önünde bulundurularak değerlendirilir. Haksız tahrik hükümleri, failin suç işleme sürecindeki duygusal ve psikolojik etkilerini dikkate alarak cezanın indirilmesini sağlamaktadır. Ancak hâkimler, her vakayı ayrı ayrı değerlendirirken, adaletin ve toplumsal vicdanın gerekliliklerini göz önünde bulundurur. Eskişehir ceza avukatından bu süreçte hukuki yardım alabilirisiniz.

Eskişehir’de faaliyet gösteren Avukat Hilal Türkoğlu Hukuk Büromuz, ceza hukuku alanında Eskişehir ceza avukatı olarak hizmet vermektedir.

Eskişehir ceza avukatı olarak yazmış olduğumuz NEFRET VE AYIRIMCILIK SUÇU konulu makaleyi de sitemizden okuyabilirsiniz.

Phone icon
0505 600 08 10
Hemen Arayın