NEFRET VE AYIRIMCILIK SUÇU
NEFRET VE AYIRIMCILIK SUÇU
Nefret ve ayırımcılık suçu, toplumun huzurunu ve eşitliğini zedeleyen önemli bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinde düzenlenen bu suç, dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle işlenen ayrımcılık eylemlerini kapsamaktadır.
Nefret ve ayırımcılık suçunun temel amacı, yasaların izin vermediği ayrımlar yaparak insanları hukuki haklardan yoksun bırakan eylemleri cezalandırmaktır. Bu suçun maddi unsurları üç ayrı bentte belirtilmiştir. Söz konusu eylemler, belirli bir ayrımcılık nedenine dayanarak bir malın satılmaması, devredilmemesi, hizmetin sunulmaması, işe alınmama gibi sonuçlara yol açar. Ayrımcılık sebepleri ise kişilerin kökenleri, cinsiyetleri, aile durumları, felsefi inançları, etnik gruplara mensup olmaları, ırk, din veya mezhep farklılıkları gibi unsurlar üzerinden gerçekleştirilen ayrımcılığı kapsar.
Nefret ve ayırımcılık suçu, kasıtlı olarak ve nefret motivasyonuyla işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için failin eylemi doğrudan kastla gerçekleştirmesi gerekmektedir. Yani, ayrımcılık ve nefretin bilinçli bir şekilde yönlendirildiği ve eylemin bu motivasyonlagerçekleştirildiği durumlar cezai sorumluluğu doğurur.
Bu suçun cezalandırılması, toplumsal huzurun ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Ayırımcılık ve nefret motivasyonuna dayalı eylemler, insanların eşit hak ve özgürlüklerine zarar verir, ayrımcılığa uğrayan kişilerin toplum içinde maruz kaldığı haksızlıkları artırır. Nefret ve ayırımcılık suçunu cezalandırmak, toplumda ayrımcılığın ve önyargının önlenmesine, hoşgörü ve eşitlik ilkelerinin güçlendirilmesine katkı sağlar.
Son yıllarda, nefret ve ayırımcılık suçlarına yönelik farkındalık ve mücadele önemli bir yer tutmaktadır. Bu suçlarla mücadelede, hukuki düzenlemelerin yanı sıra, toplumda hoşgörü, eşitlik ve insan hakları bilincinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Nefret ve ayrımcılığa karşı etkin mücadele, toplumun her kesimi, hükümet, sivil toplum kuruluşları, medya ve bireylerin birlikte çalışmasıyla gerçekleştirilmelidir.
Nefret ve ayırımcılık suçlarına karşı mücadelede eğitim önemli bir role sahiptir. Eğitim kurumları, ayrımcılığın ve nefretin köklerine inerek, öğrencilere hoşgörü, saygı, eşitlik ve insan hakları değerlerini benimsetmelidir. Ayrıca, medya ve diğer iletişim araçları da sorumlu bir şekilde hareket ederek, nefret dilini teşvik etmekten kaçınmalı ve toplumda hoşgörüyü yaymak için pozitif bir rol üstlenmelidir.
Hükümetlerin, nefret ve ayırımcılık suçlarıyla mücadelede etkili politikalar ve yasal düzenlemeler geliştirmesi önemlidir. Bu düzenlemeler, suçların önlenmesini, mağdurların korunmasını ve suçluların adalet önünde hesap vermesini sağlamalıdır. Ayrıca, nefret suçlarının etkilerini azaltmak için mağdurlara destek sağlanması ve toplumda farkındalıkyaratılması da gerekmektedir.
Nefret ve ayırımcılık suçlarıyla mücadelede sivil toplum kuruluşları da önemli bir rol oynamaktadır. Bu kuruluşlar, mağdurlara yardım ve destek sağlamanın yanı sıra, toplumda bilinç oluşturmak, eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlemek gibi önemli çalışmalar yürütmektedir. Sivil toplumun aktif katılımı, nefret ve ayrımcılığın azaltılmasında ve toplumda daha adil ve hoşgörülü bir ortamın oluşturulmasında büyük bir güçtür.
SUÇUN ŞİKAYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI
Nefret ve ayırımcılık suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur ve bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, mağdur veya başka bir kişi tarafından suç duyurusunda bulunulmasa bile, savcılık suçu soruşturma yetkisine sahiptir. Nefret ve ayırımcılık suçuyla ilgili olarak zamanaşımı süresi dikkate alınarak her zaman soruşturma başlatılabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir sürenin geçtiği durumlarda, davanın açılmamış veya açılmış olsa bile kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış olması halinde ceza davasının düşmesine yol açan bir hukuki kavramdır. Nefret ve ayırımcılık suçu için olağan dava zamanaşımı süresi genellikle 8 yıldır. Bu süre zarfında, suçla ilgili olarak herhangi bir zamanaşımı süresi geçmediği sürece soruşturma yapılabilir. Ancak dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra suçla ilgili bir soruşturma yapılamaz. Bu süreçte Eskişehir ceza avukatına başvurabilirsiniz.
UZLAŞMA
Uzlaşma, suç isnadı altındaki kişiyle suçun mağduru arasında uzlaşma sağlanması anlamına gelir. Ancak nefret ve ayırımcılık suçu, uzlaşma kapsamına giren suçlar arasında yer almaz. Bu suçlar, toplumsal barışa ve insan haklarına yönelik ciddi ihlaller olduğundan, mağdur ve suç işleyen arasında uzlaşma sağlanması mümkün değildir. Bu süreçte Eskişehir ceza avukatına başvurabilirsiniz.
SORUŞTURMA, KOVUŞTURMA VE GÖREVLİ MAHKEME
Nefret ve ayırımcılık suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Eskişehir’de faaliyet gösteren Avukat Hilal Türkoğlu Hukuk Büromuz, ceza hukuku alanında Eskişehir ceza avukatı olarak hizmet vermektedir.
Eskişehir ceza avukatı olarak yazmış olduğumuz “TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME“ konulu makaleyi de sitemizden okuyabilirsiniz.